4 Mart 2013 Pazartesi

Fazla Merak

 Ay ben bugün ne yaptııııııııııııım! Deli miyim neyim ya? Cidden merak ettiğim için ve sıkıldığım için yapmayacağım şey yok sanırım. Örneğin bugünkü mallığım tamamen meraktan ileri geliyor. Olay şu şekilde efenim;
Sayın ve pek sevgili Betül son teneffüs yamacıma geldi ve kantinde Gökay'ı konuşurken duyduğunu, sesinin değiştiğini söyledi. Biz de Melle aynı anda "Ergenlikten mi çıkmıııııış?!" diye bağırdık, ehehehehe. Betül de dedi ki "Yok be böyle sesi kalınlaşmış geçen yıla göre, çok karizmatikti, çok iyiydi sesi." Tabii o böyle söyleyince ben de meraktan kudurdum ve takıldım yani. İlle de sesini duyucam diye tutturdum. E tabi teneffüs kısaydı, zil çaldı şansa bak ki Gökayların ders de bizim blokta. Son ders edebiyattı, hoca da nöbetçiydi yani rahat olabilirdim. Neyse ben biraz oyalandım falan bu arkadaş biraz geç geldi, bir de yalnız olsun konuşayım arkadaşlarına rezil olmayayım değil mi? Öyle. Ama ben o kadar bekledim bu yavrucak yanında bi arkadaşıyla geldi ben de aynen fail tabii. Kuzu kuzu çıktım gittim derse. Bu arkadaş arada ders içinde de çıkıp tuvalete bilumum ihtiyaç ve saç düzeltmesi için gider yani, belki yine çıkar diye bi ara ben de çıktım dersten. Çok da çişim vardı arada onu da hallederim diye düşünmüştüm. Ama yine göremedim. Yine onun yerine başkasını gördüm, ıyyk. Tuvalet de kapalıydı çişimi de yapamadım. Ben de biraz dolaştım geri döndüm. Sonra ders bitti, zil çaldı biz de Melle merdivenlerden indik. Servise doğru yollanmıştık ve ben tam "Derste de çıktım aq yine de göremedim, üf ya çok merak ediyom, sesini duymalıyım, yarına kadar sabredemem" tarzı söyleniyorum ki biraz önümde yalnız yalnız yürüyordu garibim. Ben tam acaba yanına gitsem mi diye düşünürken bi baktım yanındayım. Artık nasıl depar atmışsam, ehehehehe. Konuşma şu, yani hatırladığım kadarıyla (cidden hafızasızım):
EA: Selam!
GK: Merhaba, nasılsın?
EA: İyiyim sen?
GK: İyiyim teşekkürler.
EA: Moralin bozuk gibi, bi şey mi var?
GK: Bi şey yok. Bi şey olmadığı için canım sıkılıyor (gibi gibi, ama özünde bu)
EA: Aynen ya, ekşınsızlık çok can sıkıcı.
GK: Dilci olduğun iyice belli olmaya başladı. (Güldü bana pis)
EA: Ehehehe, alışkanlık oluyo tabii bi zaman sonra.
GK: ??!!+55%&:^+3423534567+^^4.23^+:'^:+%^':+%'^+
(O ara Gökay bi şey söylüyodu ama ben servisten fazla uzaklaştığım için döndüm götümü, e duymadım haliyle.)
EA: Neyse, hadi hoşçakal!
 Konuşmaya bak aq. Ve sırf konuşsun da sesini duyayım diye gözüne gözüne bakıyorum çocuğun. Aklımdan sürekli "konuş lan bi konuş he cevap ver biraz daha konuş" diye geçiriyorum, cidden çok komikti. Tabii ardımda aşırı şokta bi Mel bırakmıştım, hala da şoktaydı garibim. O da çok komikti. Sonuç olarak sesi mesi değişmemiş be. Belki de benim onunla konuştuğum zaman sesimin değiştiği gibi onun da bana özel bi sesi vardır. Eheheheh, megalomana bak megalomana! Yani bu da bugünün ekşınıydı. Ama Gökay bi yerde çok haklı, cidden okulda aşırı sıkılıyorum. Aşırı sıkılınca da bulabildiğim en ufak bi ekşın kırıntısına sıkı sıkı sarılıyorum. Yani genelde en mal halim okulda oluyor. Dışarıda bu çeşit bir insan değilim mesela, yani böyleyim de bu derece değil. Her şey sıkıntıdan. Ve meraktan. Fazla merak göte yarak hesabı, affet beni Gökay'can. Genelde hep seni alet ediyorum eğlencelerime. Sçs, kib,bb.
 Not: Belki de birazcık dinleseydim bana yine "Kendine iyi bak." diyip siktir olup gidecekti, kaçırdım bak tüh tüh tüh.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder