21 Mart 2013 Perşembe

Dünya Şiir Günü Kutlu Olsun!

 Ota boka özel gün düzenlediği şu dünyada en anlamlı günlerden biridir tabii ki bugün. Dünya Şiir Günü. Biraz buruk biraz mutlu. Aslında her günün şiirin değeri bilinerek geçmesi gerekirken bugün bile unutuldu eminim birçok yerde. Nevruz ayağına. Ona lafım yok ama ben bugün kendi adıma Nevruz'u değil Dünya Şiir Günü'nü kutluyorum. Ama Anneler Günü, Babalar Günü gibi en değerlilerimize bile hatırlamak için özel gün biçen bir anlayış bu. En azından bir gün için bile olsa şiiri hatırlayın. Sadece hoşlandığınız kızı tavlamak için kullanacağız bir araç olmasın şiir beyler. Öyle büyük şairlerimiz var ki bilinmeyen. Dizelerinde kendini kaybettiğin ama kalabalıklar içinde kaybolmuş. Şiir yazamayan biri olarak şairlerin değerini biliyorum ben de az veya çok. Seni meczuba çeviren o duyguları kelimelerle somutlaştırma, hissettirme türüdür şiir. Birçok türü vardır ama en çok bilinen, uğruna en çok şiir yazılan türü de aşktır, lirizmdir şüphesiz. Sevgiliye duyulan aşk, vatana duyulan aşk, tanrıya duyulan aşk... Yüzyıllardır söylenegelmiş birçok dize. Fuzuliler, Yunus Emreler, Mehmet Akifler, Nazımlar, Yahya Kemaller... Daha nice nice örnek. Bu yazı bol şiirli bir yazı olsun. Bugün bol şiirli bir gün olsun. Hayatınız bol şiirli olsun, şiir gibi özümseyerek yaşayın hayatı. Öylesine derin, öylesine tutkulu.
 Küçük İskender'den bir şiir olsun, belki de en bilineni;
 Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye;
 Zaman ki sana hasta oldu
 İncelikli haytasın.

 Nüksederken mahallenin maşallahı eyvallahı
 Güzelleş be oğlum.

 Şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
 Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın.
Pek çok severim bu şiiri. Tarif edemeyeceğin duygular verir, bi garip hissederim. Üzerinde düşünecek çok şey olduğunu anımsatır bana. Ama şiirler özneldir. Şiirler özeldir.
Nazım Hikmet'i anlatmaya kelimeler yetmez. Hatta kifayetsiz, işlevsiz kalır. Kelimeleri en güzel kullanan adamlardandır. Ne güzel adamdır. Piraye'sine duyduğu aşkı dillere destandır. Vatanına duygu aşk da. Hürriyet adamıdır. Hürriyet aşığıdır. Belki de bu yüzden aşkıyla kavuşamamıştır.
 Yumdum gözlerimi
 Karanlıkta sen varsın
 Karanlıkta sırt üstü yatıyorsun
 Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

 Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
 Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
 Şimdi orada her şey seninle başlıyor
 Şimdi orada hiçbir şey yok senden önceme ait
 Ve sana ait olmayan
Ara vermeden devam ediyorum. Tam gaz. Kim bilmez ki Ahmed Arif'in Sevdan Beni şiirini. Yıllardır ezberimde. Bıkmadan, usanmadan okuyabilirim. Sözgelimi kısacık bir şiirleri nasıl bir destan etkisi uyandırmış.
 Terk etmedi sevdan beni
 Aç kaldım, susuz kaldım
 Hain karanlıktı gece
 Can garip can suskun
 Can paramparça
 Ve ellerim kelepçede
 Tütünsüz uykusuz kaldım
 Terk etmedi sevdan beni
Ve bir klasik daha. Yine Ahmed Arif'ten.
 Seni anlatabilmek seni
 İyi çocuklara, kahramanlara
 Seni anlatabilmek seni
 Namussuza halden bilmeze
 Kahpe yalana
 Art arda kaç zemheri
 Kurt uyur kuş uyur zindan uyurdu
 Dışarıda gürül gürül akan bir dünya
 Bir ben uyumadım
 Kaç leylim bahar
 Hasretinden prangalar eskittim
 Saçlarına kan gülleri takayım
 Bir o yana bir bu yana
 Seni bağırabilsem seni
 Dipsiz kuyulara akan yıldıza
 Bir kibrit çöpüne varana
 Okyanusun en ıssız dalgasına
 Düşmüş bir kibrit çöpüne
 Yitirmiş tılsımı ilk sevmelerin
 Yitirmiş öpücükleri
 Payı yok apansız inan akşamdan
 Bir kadeh bir cigara dalıp gidene
 Seni anlatabilsem seni
 Yokluğun cehennemin öbür adıdır
 Üşüyorum kapama gözlerini

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder