2 Ekim 2013 Çarşamba

Olur ya

Olur ya, midende bir sancı olur artık tek hissettiğin.
Vazgeçişlerin ağır yükü omuzlarında,
ellerinde başka ellerin hayali
ruhunda hiç demlenmemiş.
Gülüşler buruk, kahkahalar yorgun, bakışlar çirkin.
Teyakkuzdayım.
Olur ya, ellerin gitmez kaleme, sayfalar sana düşman, harfler hırçın, kelimelerin başı bozuk.
Çamaşır suyu katkılı ağartılmış umutlar dört bir yanın,
alkol ve paraben içerikli cümleler,
yeni bir aşka düşmek isteği dört nala.
Alabora olmuş umutlar,
geleceğin çırılçıplak.
Öznesi bensem dedim tüm bu cümlenin, ve
kapatıp gözlerimi sonsuzluğu düşledim, son kez.
Aklımda bir sürü dize ondan, bundan, şundan
kulaklarımda şehrin gürültüsü olanca.
Ve bir hayal canlanıverdi bir anda.
Dünya gri, diyecek başka söz yok daha.
Benim şiirlerimse ne idüğü belirsiz.
Olur ya, bir gün gözlerini açtığında tek görmek istediğin bir çift kara gözdür sana bakan.
Denizde mavi belki, gölgede gri, güneşte ela.
Ama sadece sende aşk.
Kıskançlık değil bu, paylaşamamak yalnızca.
Vicdansızlık değil midir çocuğun elinden ekmeğini alman?
Kim verebilir ki son nefesini başka birinin kucağında?
Kim dokunabilir sana onun dokunabildiği gibi huşuyla?
Yine kaçırdım ipin ucunu.
Zaten ne yapsam ne etsem hep sana bağlanıyor sözlerim.
Ben ki eski ben değilim bugünlerde, yıkık dökük, virane.
Uçurtmalar yapıyorlar yırtıp attığım hayallerimden
Kabıma sığamıyorum, taşıyorum içten içe her gün, ta ki hiçbir şey kalmayıncaya dek bana dair.
Yüreğimden buharlaşıyorum, yağmur oluyorum gün be gün.
Sonbahar değil bu, ben geldim, sırf değebilmek için sana pak ve pür.
Ve korkusuzca. Çekinmeden. Utanmadan.
Aşağılanmadan, incinmeden, yorulmadan.
son bir kez;
Olur ya, görmeye başlarsın belki burnunun dibindekini.
Olur ya, senin gözlerin de benimkilere değer bir gün.
Olur ya, bir umut...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder