21 Ocak 2014 Salı

gece yarısı

kendim olmak için hiçbi vakit geç değil. olmaz da. ben ki tozlu dağları aştım geldim, nazlı yari geçtim geldim, elime geçirdiğim tüm fırsatları kaldırım kenarında unuttum geldim. geldim, gördüm, öğrendim. şarkılar dinledim sözleri güzeldi, şarkılar güzel melodili, şarkılar duygulu. ama hep de en ihtiyacın olan anda bulamıyorsun doğru şarkıyı ayrıca hep değişiyor en sevilen şarkı. bunu dinlesem yadırganır, bunu dinlesem eziksenir, bunu dinleyeyim belki havalı olurum. hayır, asla. ben, beni dinliyorum. beni okuyorum. beni izliyorum. beni yazıyorum. ondandır ben her bulduğumun altını çiziyorum. ben her izlediğimden, her okuduğumdan, her dinlediğimden hayal kuruyorum. ben ben değilim. ben ben olmayı sevmiyorum lakin elimden gelen kısıtlı. ben bir şekilde varım diyorum, buradayım diyorum, nefes alıyorum, yaşıyorum, canlıyım diyorum. ben yazıyorum, ben otobüse biniyorum, ben para ödüyorum, ben gülüyorum, ben konuşuyorum, ben anlıyorum. duraksıyorum. anlatamıyorum. kafamı karıştırıyor bir şeyler, dibim tutmuyor. temeli sağlam olmayan bir bina gibiyim, uygun bir sıfat arıyorum bulamıyorum. söylesenize, hangi karadenizli müteahhit satabilir beni? ben bir obje, bir mal, bir araç gereç miyim? ben neyim bu dünya üzerinde? ben gittiğimde bir şeyler kalacak mı benden geriye? bir iz miyim? iz. marit. çekiniyorum, çekincelerim var. bunu yapsam yadırganır, bunu yapsam eziksenir, bunu yapayım belki daha normal olurum. ben, insanlardan korkuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder