abiler ablalar
benim bir derdim var.
dediydim, bırakıyorum artık bu işleri
yılmaz da kimmiş pehey dediydim.
saatler öncesine defterime
insanın istedi mi her şeyi başarabileceğini öğretti bana yazdıydım.
annem hep şey der ben onu kızdırdığımda
"ben ölünce sıçtığım boku mumla ararsın"
al işte, öyle oldu şuan.
tabii ölüm, bok, mum falan yok.
bakıyorum etrafıma, insanlarla konuşuyorum
anlaşılamıyorum.
kitap diyorum, şiir diyorum, müzik diyorum
olmuyor, ortaklaşamıyorum.
sonra da gayri ihtiyari
yılmaz olsa anlardı diyorum
o kesin bilir diyorum
o severdi diyorum
töbe bismillah bir şey oluyor bana böyle.
aynı dili konuşmak istiyorum ben.
şükür ki oğuzhan var.
yeni tanışmamıza rağmen birbirimizi telefon rehberine "ruh ikizim" diye kaydedecek kadar
şiir, müzik, kişilik hatta harflere kadar aynılık gösterdiğimiz
aynı fularlara sahip olduğumuz
aynı tarz konuştuğumuz
benim neden bahsettiğimi bilen biri.
yoksa sıyırırdım bizim 45liği alimallah.
ama dert şu;
ben böyle kimse beni anlamıyor
neden kimse beni anlamıyor
anlayın ulen
triplerine girersem
maazallah bir de küller yeniden alevleniverirse
sıçıp sıvarsam en argolusundan
ne yaparım?
ama, ne bileyim.
gönül muhabbet ister çay bahane.
yılmaz gibi biri olsun ama yılmaz olmasın.
ya da oğuzhan antalya'ya taşınsın.
aslı da kapılıp gelsin rüzgarıma.
yok arkadaş.
best friendin gitti miydi olmuyo
uzak mesafe ilişkileri bokumu yesin.
biiiiiiiiiir deeeeeeeeeeerdiiiiiiiiiim vaaaaaaaaaaaaar aaaaaartıııııııııııııııııık
tutuveremiyorum içimde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder