21 Ocak 2014 Salı

dönüm noktası

"kitap okumanın değerini bilenlere en yüce sevgilerimle"
bir değişiklik yapıp sizlere üzerimde etki bırakan, kim bilir belki bir gün ben de tarzı cümlelere başlatan, "iyi okuyor" iltifatlarına nail olmamı sağlayan, tabiri caizse dönüm noktası değerindeki kitaplardan bahsedeyim. velev ki bu yazım okunuyorsa bir umut kitap okumayı da seviyorsunuzdur, öneri olur. bir taşla çift kuşu yerinden ederiz.
Sol baştaki, yanlış hatırlamıyorsam daha önce de önermiştim, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan yeisle kendimi kınayarak belirttiğim ve tek okuduğum kitap; Saatleri Ayarlama Enstitüsü.
Üzerimde güzel etkiler bırakmakla birlikte, itiraf edeyim, kitabın kapağını kapattığım andan şuana dek süregelen zaman zarfında sahip olduğum en sahici hayali arkadaşı bana bağışlamıştır. Uzun uzadıya tafsilata lüzum yok, Hayri İrdal'a sonsuz sevgiler.
1984 çoğunlukça bilinen ve bilinmesi gereken bir kitap, George Orwell'dan. Maamafih, Hayvan Çiftliği de okunmalı. Anlatımdı, konuydu, karakterlerdi; hepsi iyi hepsi sürükleyici. Akıcı bir anlatıma sahip. Favori unvanına layık.
Reşat Nuri Güntekin küçüklüğümden beri bildiğim, sevdiğim bir yazar. Kitaplarından uyarlanmış dizileri izlemekten esefle kaçındığım lakin arada bir rüzgarına kapıldığım bir yazar. Zamanının dilinin tüm bilinmezliğine ve ağırlığına rağmen üslubuyla okuyucuyu hemen yakalayabilen bir yazar. Ruhu şad olsun. Ata'mın başucu kitabı Çalıkuşu ilk okuduğum romandır. Çok etkilenip Acımak'ı da okumuştum. Ve bana bu yazıyı yazma ilhamını veren Bir Kadın Düşmanı da %100 başarının timsalidir.
Sol Ayağım'ın manevi değeri anlatmakla bitmez. Ben henüz minimini bir ilköğretim öğrencisi iken abim Ölü Ozanlar Derneği'yle beraber vermişti bana onu. İlklerimden. Birçok kez dönüp okumuşumdur. Maneviyatı bir yana edebiyatı da dilime destandır. Ölü Ozanlar Derneği'nin filmi de görülmeli.
Hüseyin Rahmi'nin burada ne işi var diyebilirsiniz. İlk genç kızlık dönemim pek çok ergen gibi İpek Ongun okuyarak geçti. Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisi malumunuz. Orada bahsi geçen bir kitaptı, alıp okumuştum. Okuduğum ilk ağırbaşlı romanlardan olarak bu listeye girmeye hak kazandı.
İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası. Dilimden düşürmediğim. Beslediğim hayranlığın da tesiriyle üslubumda yer verdiğim yazarlardan. Suskunlar ve Efresiyab'ın Hikayeleri, ki ikinciyi yeni aldım henüz okumak nasip olmadı ama şüphem yoktur ki çirkin olsun, okunmaya değer. Bilhassa Puslu Kıtalar Atlası'nın çarpıcı sonu sizi de benim gibi İhsan Oktay'ın o muazzam, o dehşetengiz zekasına hayran bırakacak. Belki, minicik bir ihtimal başında sıkılabilirsiniz, o vakit sesli okumayı deneyin bende çok işe yaramıştı.
Evet, bu güzellikler şimdilik böyle. Okunursa, yayılırsa, edebiyat sevgisi artarsa ne mutlu bana. Ben arada bir naçizane zevklerimi sunarım yine.
Hoş kalınız efendim, hoşça kalınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder