18 Şubat 2013 Pazartesi

Puslu Kıtalar Atlası'na Dair

 Puslu Kıtalar Atlası yeni bitti. Hatta bitireli 5 dakika bile olmadı. Ama ben izlenimlerini sıcağı sıcağına, olduğunu umduğum okuyucumla paylaşmak istedim. Bir an bile tereddüt etmeden söylüyorum ki, bu kitap şimdiye kadar okuduğum en ilginç ve en güzel kitap. Okuyanlar veya okuyacak olanlar "bunun neresinden bu kadar etkilendin lan" diyebilirler. Gayet doğal. Çünkü ben de başından sonuna kadar bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Ne olduysa o son sayfalarda oldu. Son sayfaya kadar benim için sadece güzel bir kitaptı. Macera, aksiyon, dram barındırıyordu. Aslında mizaca göre yer yer komedi de vardı. Romantizm de. Böyle tür karmaşası olan bir kitaba ön yargıyla yaklaşır tabii insan doğal olarak. Kitabın 16. sayfasında "ah minelaşk ve minelgaraib" ibareleri vardı. Can'ın pek sevdiği ibareler. Aynı dövmeler onda da var hatta albüm ve şarkısına bile vermiş bu ismi. Ben popüler kültür kurbanı genç bir kızım sonuçta, nereden duyacaktım bu kitabı Can olmasa? Yani, en azından bu yüzden bile, beni bu kitapla tanıştırdığı için ona çok şey borçluyum. O söylemese röportajlarında ben nereden bilecektim abi?
 Neyse canım konuyu bulandırmayayım. Kitap gerçekten çok akıcı, tutup burada sana kitabı içerik olarak anlatacak değilim, al oku. Bak ben şiddetle tavsiye ediyorum. Uzun zamandır derim ; "öyle bir kitap okuyayım ki beni o hep süregelen basmakalıp ifadelerden kurtarsın, ufkumu açsın" diye. Bu kitap o kitap olmaya baya bi yakın. O kadar etkilendim ki kitaptan. İşte Cumartesi alıp başladım kitaba 3 günde bitti. Öyle çok kalın bir kitap da değil ben daha önce bitirirdim ama bitirmedim. Sor bi neden diye. Çünkü bitmesini istemedim. Öyle çok sevdim ki. Bak şimdi, böyle sevdiğim bağlandığım öyle çok kitap yok. Ara ara tekrar tekrar okuduğum bu derece sevdiğim, hani beni ben yapan şeylerden saydığım 2 kitap vardı. Şimdi 3 oldu. Birçok konudaki fikrimi onlara borçluyum ben mesela. Hepsini de biliyorsun aslında, çok popüler kitaplar öyle uzaklarda aramana gerek yok. Gerek Puslu Kıtalar Atlası olsun gerekse Sol Ayağım, bu kitapların ortak yönü ne? İkisinin yazarı konuyla çok alakalı. Sol Ayağım bir biyografi zaten, İhsan Oktay Anar'ın ise kitaptaki Uzun İhsan Efendi olduğundan şiddetle şüpheleniyorum. Kitabın sonu o kadar etkileyici ki ne bileyim söz gelimi ortalarda takılıp anlayamadığım her şey bir sonuca bağlanıyor. Adamdaki yeteneğe bak. Çok etkilendim çok.
3.kitap da uzak değil sana. Konuyla alakası yok ama Sol Ayağım'dan bahsetmişken onu da atlamayayım. Ölü Ozanlar Derneği. Filmi de var, biliyorsun. Ben çok sevdim bu kitabı. Çok etkilendim. Adam tutkuyu öyle bir anlatmış ki ağzım açık kaldı. İlkokulda okumuştum çok sevdim hala da çok severim. Kütüphanemi defalarca yeniledim, Sol Ayağım ve Ölü Ozanlar Derneği yan yana dururlar, değişmez olarak. Şimdi yanlarına bir de Puslu Kıtalar Atlası'nı ekleyeceğim. Cidden süper kitap. Okunmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder