Bir bodeganın mahzeninde, kanamakla meşgulüm.
Evvela söylemlerimde ezber bozmaya,
Sonra da rüyalarımda sözler yazmaya düşkünüm.
İnanın güzel bayan!
Bir de arıyla tanıştım, kendini Rambrandt sanan.
Öyle güzel gözükmeyin,
Bakamıyorum güzel bayan.
Kayıp bir dağın hayalidir oluşumuma dair en büyük kanıt.
Sağlam bir tüy arayışı içerisinde mürekkepli ellerim
ve bulursam bir parça kağıt, ne düşünüyorsam değersiz.
İstediğimle şevişmeyi becerememekte özgürüm.
Gerçi size şikayet etmem yersiz.
Barok bir rönesans tiyatrosuna gidiyor aklım,
Protagonisti önemsiz, hiç bir radyo oyunu sizi anlatmıyor.
Densiz bunlar!
Şiiri yok mu sandınız herkesten güzel diye.
Yersiz bu monologlar!
Öyle uzaktan çalmayın;
Duymuyorum güzel bayan.
Yapmayın diye diye
Pasifize oluyor, aktivist diyaloglar.
Siz beni arada bi’ yoklayın ama,
Meşgulüm güzel bayan.
Kavak ağaçlarının gölgelerinde keşfedilmemiş yer altı hikayeleri çözmekle,
Cüretsiz aşkların üzerine bizim gibi öpüşen çöp adamlar çizmekle meşgulüm.
Patolojik yalanlarımın içine, gençken edindiğim kötü huylarımı katmakla,
tereciye tere satmakla meşgulüm!
Öyle hoş konuşmayın,
Aşık olacağım güzel bayan!
Canımı sıkan bu coğrafyaya küfür etmem için beni teşvik ediyor bazı fikirler.
Bu yüzden acınası çocuklukların eline geçmemeli bu tür hüzünlü şiirler.
Ah ki ne ah güzel bayan!
Siz o gece beni öyle sevdiniz,
Şimdi ellerim üşüyor ya…
Ya ben aşka düşüyorum,
Ya da başka dönüyor dünya…
-Can Bonomo
Çok güzel <3
YanıtlaSil