Ankara, güzel şehir. Anıtkabir'in varlığı yeter zaten. Daha önce hiç aklıma gelmezdi böyle birdenbire Ankara'ya gideceğim, Anıtkabir'i gezeceğim. Ama hep isterdim, tabii. Ankara'da bulunduğum süre boyunca inanamadım da zaten orada olduğuma. Şimdi bunları yazarken bile bir rüya gibi geliyor. Beklenmedik ama muhteşem bir geziydi. Her yönüyle.Anıtkabir... İnsan yapımı en güzel yerlerden biri kesinlikle. Bir kere beklediğimden daha büyüktü, mimarisi de muhteşem.
Barındırdığı manevi değerlerse, paha biçilemez. Dünyanın her yerinden insanlar geliyor oraya. Kesinlikle hak edilmiş bir değer. Mezar odası, müze, mozale, Aslanlı Yol.... O kadar etkileyici bir yer ki. Çanakkale Savaşı ve Sakarya Meydan Muharebesi canlandırmaları, sergiler, mezar odasından canlı yayın...
Anıtkabir'in ardından ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gittim. Sadece en alt katı ziyarete açmışlardı. Ama toplantı odasını gördüm. Milletvekillerinin oturduğu sıraları, konuşma yaptıkları kürsüyü, locaları. O anılar, varlıklarının gerçek olduğunu bilmek. Tanımlanamaz duygulardı.
Ardından da, Ulus'taki gençlik parkına gittim.
Büyük bir alandı, içinde lunapark da vardı. Yemyeşil çok sempatik bir yer.
Ankara Garına da gittim, orada bir demiryolu müzesi vardı. Üst katında Atatürk'ün yatak ve çalışma odası ve Latife Hanım'ın yatak odası vardı. Ve bir de banyo. O kadar ilginçti ki. Atatürk'ün varlığına dair kanıtlar gördükçe daha da şaşıyorum, daha da hayranlık duyuyorum ona. Ankara. Atatürk'le dolu bir kent. Ve her şeye rağmen, Atatürk ile anılacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder