13 Mayıs 2013 Pazartesi

Yağmır

Dışarıda delice yağmur yağıyor.
Her yer sırılsıklam, soğuk, ürpertici bir soğuk.
Yağmurun sesini dinliyorum ses çıkarmadan.
Sessizlik koyu karanlığına hapsediyor beni.
Bir de o her şeyi kaplayan sensizlik.
Üşüyorum, ürperiyor tüylerim ama içim sıcak.
Hayalimdeki sen öyle sıkı sarmışsın ki,
Üşümeye izni yok hiçbir hücremin.
Taşkın bir sevgiyle çevreleniyor her yanım
Ve buğulu gözlerimde hayat buluyor o sonsuz hayalin.

Hayat kilitli kapılar ardında aç susuz ve sevgisiz kalmak gibi sensiz olunca.
Nefes yetmezliği gibi, yüksek tansiyon gibi, kimsesiz pansiyonun kırık dökük kapısı gibi.

Mutluluk, ter kokan koltuk altlarının elinden çıkan birkaç parça eskimiş, eprimiş broşürde saklı.
Şöyle yazıyor kitabın son sayfasında;
"Bırakın, açın camları özgürce uçsun liberalizmin kanatlanan kuşları."
Beni anlatan her cümle mantıksız.
Seni anlattığım her cümle katıksız hüznün karanlığında boğulmuş kelimelerden kurduğum salıncaklar gibi.
İntiharın kıskandırıcı özentiliğinde,
kaçışın o son çınlayan nağmelerinde buluşalım.
Zamanın suskun aymazlığında
vakit gece yarısını yalnızlık geçe.
Ve martılara simit yerine aşkımızı atalım,
Ne de olsa ondan başka hiçbir şey kalmadı artık elimizde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder