aklımdan çıkarıp atamadığım nihai son geldi işte. 5 haziran. antalya lisesi 2014 mezunları. ani bir kararla bugün gittim mezuniyete. çekeceğim acıyı bile bile gittim. ve okuldan içeri adımımı attığım anda dönmek istedim. yapamazdım, katlanamazdım. ecem ve ceren bırakmadı. uzunca bir süre göğsümün tam ortasına oturan yumruyla savaştım. ağlamamalıydım. ağlayamazdım. o an, orada olmazdı. yılmazı gördüm ve başımı kaldırıp yüzüne bile bakamadım. öyle bir an oldu ki nefes alamıyordum artık okulda, ecem ile dışarı çıktık. yumruyla savaşmaya devam ettim tüm gücümle ama yenilen taraf yine ben oldum. olmaktan en korktuğum durumdaydım. bir ara sokakta kaldırıma oturmuş gidişine, aptallıklarıma ağlıyordum. ağladım. sonra yeter bu kadar dedim, katlanabilirim. ve okula geri döndüm. tam o sırada isimleri okunuyor, sınıf sınıf geçiyorlardı. yılmazın ismini duyduğum anda gözlerimden akan yaşlarını durduramadım. ali, konuralp... bu yıl mutlu olmamı sağlayan herkes gelecek yıl yoktu artık. gittiler. bitti.
artık eve döneyim dedim, daha fazla kalmam mantıksız dedim. son bir kez veda için konuralpi aradım; ali ile hala konuşmuyorduk. aliyi gördüğümde bu saçma vedanın böyle olmasını istemedim ve sonuç olarak barıştık. onunla küs ayrılsaydım şu an daha kötü bir durumda olabilirdim, tabii böyle bir şey mümkünse. konuralpe aylar önce söylediğim ve bunun için pişmanlık duyduğum sözler. lütfen unut artık onları. sarıldık, vedalaştık. kendimi okulun dışına attım, daha fazla dayanamadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. bana sarılan ceren ve eceme rağmen hıçkırarak ağladım. gelip beni teselli etmeye çalışan ilhami hocaya rağmen ağladım. sonra gidemedim. ben bir türlü gidemedim. geri döndüm. ali ve konuralpe. mehmet, berkcan, ayda. tekrar tekrar vedalaştık. ayaklarım bir türlü gitmiyordu çünkü ben hala yılmazı görmemiştim. ve nihayetinde onu da gördüm. nihai sonumuza dair gördüğüm tüm rüyalar ve hissettiğim o sarılma ihtiyacı. ama yaptığım tek şey yüzüne bile bakamadan tebrikler hoşça kal demek oldu. sarılamadım bile. sürekli rüyamda gördüğüm anı gerçekleştiremedim. yapamadım. nasıl yapabilirdim ki? bana gelme demişti. beni asla sevmedi. beni asla kabullenmedi. bir de tutup ona zorla sarılacak mıydım? kendim için yaptıklarım bu kadar işte. onu belki de son bir kez görmek. sonrasında söylememe gerek var mı, hıçkırarak ağladım, ağladım, ağladım. artık kimse umurumda değildi. insanların arasından onları görmeden geçtim. sadece ağlayabildim. sarılmadığım için pişman mıyım? elbette. belki de bu son fırsatımdı. üzgünüm. en yakın arkadaşlarımı kaybettim. okulu benim için katlanılabilir kılan, okula mutlu gelmemi sağlayan, bir insanın hayatında sahip olabileceği en iyi dostluklardı. kaybettim yanlış bir ifade. öyle sevdim ki, öyle seviyorum ki aliyi, konuralpi, bugün görmedim ama kaanı. peşlerini bırakmam. süloları olarak kalacağım. sülo olmayı asla unutmayacağım. çilekli sütleri, cici bebeleri, padawanlığı, mala vurmayı asla unutmayacağım. bana hayatımın en iyi yılını yaşattınız. sizi asla unutmayacağım. teşekkür ederim. ali, konuralp, kaan, mehmet, berkcan, umay, gökay, berkay, can...
ve yılmaz.
bu blog sana yazdığım, bana ne kadar acı verdiğini, beni ne kadar mutlu ettiğini anlatan yazılarla dolu. bu blog bir nevi aşkımın güncesi. bu kadar acı çekmeme rağmen emin ol asla ne seni sevmekten vazgeçtim ne de bu acılar için seni suçladım. hata hep benim. biliyorum bu satırlar aramızda yeni başlayan arkadaşlığın sonunu getirecek. senin bu durumdan ne kadar rahatsız olduğunu biliyorum. lütfen, beni affet. özür dilerim. başını ağrıttığım için, seni sinirlendirdiğim için özür dilerim. seni sevdiğim için de özür dilerim. ben asla gerçekleşmeyecek bir hayali kovaladım durdum. bana karşı bu kadar iyi ve anlayışlı olduğun için çok teşekkür ederim. umarım hayatında sevdiğin yerde, sevdiğin kişilerle olursun. beni unut ya da unutma seni asla unutmayacağım. ve seni hala bana o ilk "hadi nen var anlat" dediğin zamanki kadar çok seviyorum.
bana hatırlanmaya değer anılar bıraktınız. hepiniz. umarım sizi kırmamışımdır. hepinizi o kadar çok seviyorum ki. yaptığım bütün aptallıklar için özür dilerim. sülonuzu asla unutmayın dokuzbuçuk halkı.
ve yılmaz; sen de bu takıntılı salak kızı unutma olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder