uyumamı engelleyen bir şey var,
kafamın içinde dönüp duran tek bir cümle;
"sana sinir oluyor"
tüm gün ve gecenin büyük kısmının ardından sadece bu cümle.
ben bu duyguyu daha önce de yaşamıştım,
yılmaz bana
"gökay senden nefret ediyor" dediğinde.
ama bu kadar acıtmamıştı.
hem ben gökay'a hiç aşık olmadım ki.
selamlaşıyoruz, adam akıllı konuştuk bile.
ama her şey geride kaldıktan sonra.
vakit yok.
biz asla normal olamayacağız.
benden nefret ettiğini
ya da bana sinir olduğunu
zaten biliyordum, yalnızca
bunu duymak, kesin olduğunu görmek
fazlasıyla acıttı.
içimi dökebileceğim kimse yok,
ben de buraya geldim işte.
midemde bir burukluk.
ben kötü biri değilim.
kötü bir şey de yapmadım.
sevmenin neresi kötü?
hiç anlamadım.
anlamıyorum da.
beni sevmeyeceğini, sevmediğini biliyorum ama
kötü ayrılmak istemeyen de oydu.
neden konu yılmaz olunca bu kadar kötü hissediyorum ki?
aşkın pozitif bir duygu olması gerekmiyor muydu?
midede kelebekler uçuşuyor, meksika biberi bile tatlı gelmiyor muydu?
bu aşksa benimki başka bir şey.
içten içe kemiriyor işte.
kanser gibi bir şey.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder