15 Kasım 2013 Cuma
over my dead body
ne zaman durum katlanılamaz bi raddeye gelse kendimi burada buluyorum. sığınağım. kafam çok karışık. nasıl anlatsam........ bundan yaklaşık 2 film önce yarın ne giysem heyecanı sarmıştı. her zamanki gibi kıyafetimi önceden planlamaya çalışıyordum, yaptım da. ama şimdi düşününce o an planladığım şey ne bileyim ya, çok olgun geliyor şuan. ve ben büyümek istediğimden emin değilim. bazen bu çocuksu yanımı bırakıp daha olgun olmak, görünmek, davranmak istiyorum bazense bu durum o kadar saçma ve o kadar benim dışımda geliyor ki. hem istiyorum hem istemiyorum. çok değişken bi ruh halim var. dedim ya kafam çok karışık. gerçekten ara sıra artık bu çocuksu, saçma sapan halleri bırakıp nihayet bi genç kız olayım diyorum. sonra düşünüyorum ve hayatımın geri kalan büyük bir kısmını bu şekilde geçireceğim zaten, yani bi olgun olarak. neden gençliğimi sonuna kadar yaşamayayım ki? sonra tekrar çocuk olmak istiyorum işte. belki de bu yüzden bana şımarık diyorlar. bir anım bir anımı o kadar tutmuyor ki. işte buna da ergenlik deniyor galiba. iki kalıp arasında sıkıştım ve nereye yöneleceğimi şaşırmış durumdayım. karar vermek o kadar güç ki. bazen kendimi anın heyecanına kaptırıyorum ve aslında benden çok da beklenmeyecek şeyler yapıyorum, sonra da pişman olup kendimden iğreniyorum. pişman olup keşke yapmasaydım dediğim çok şey var ama bir yandan da içimde kalsaydı daha mı iyi olurdu sanki diyorum. uf, bilemiyorum işte. önceden benim belli bi eftal imajım vardı artık onu bile çizemiyorum. hem değişmek istiyorum hem de değişimden korkuyorum. ya kötü etkilerse? ya ben artık ben gibi hissetmezsem? ya çevremdekiler artık ben gibi hissetmezse? ne bileyim, saçını silah zoruyla bile açık bırakmayan nil şu aralar totally lolita kıvamında geziyor mesela. ve gerçekten de çok yakıştığını söylemeliyim, yani gözüm nihayet alıştı, ilk andaki şokumu tahmin bile edemezsiniz...... neyse, insanlar değişiyor ve 16 yaşımdayım, değişim için çok da küçük bi yaş denilemez. birçok yaşıtım gerek davranışlarıyla gerekse görünüşleriyle benden çok daha olgun ama ne bileyim ben onlar gibi hissedemiyorum işte. sorunun bende olduğundan %1000 eminim. bi an geliyor ve diyorum ki artık değişimi başlatmanın, büyümenin zamanı geldi. kaşlarımı da böyle bir anda aldırdım zaten. ki bu benim için büyük bir olay, lütfen. eskisi gibi de değilim mesela erkek tişörtlerimin çoğunu artık giymiyorum, rahatsız oluyorum. ufak ufak beğenilme kaygısı da oluyor. ama acaba çok mu hızlı gidiyorum dediğim anlar da oluyor.... kafam o kadar karışık ki. küçücük bir şey bile aslında benim için büyük bir değişimi simgeliyor ve ben bunun olmasını istiyor muyum istemiyor muyum bilmiyorum. bazen eski eftal'i istiyorum, özlüyorum, öyle olmak istiyorum ama sonra (şuan olduğu gibi) bir şeylerin gerçekten değiştiğini fark ediyorum. o eski eftal kalıbı artık üzerime oturmuyor. dönüp dolaşıp aynı şeyleri tekrar ettiğimin farkındayım. kafamın içi tam bir at çöplüğü. benimle ilgili her şey zor olmak zorunda mı? bu yeni duygu ve düşüncelere alışık değilim ve bazı şeyler bana 2 beden büyükmüşçesine üzerimden dökülüyor ve burada tişörtlerimden bahsetmiyorum. nasıl olmak istediğimi bilmediğim için nasıl olduğumun da farkında değilim. çözemedim ya ben bu işi. zormuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder