kendimi o kadar çok zorluyorum ki kusacağım.
sınav haftasının bokluğu bir yana hala pazar gününün etkilerini yaşıyorum.
bir yandan yaşadığım o korku, bir yandan o heyecan, üzüntü bir yandan.
oysa ağlamamıştım bile ben.
sadece sinirlenmiştim.
bir de içimde bir yer çok acımıştı.
çok yakmıştı canımı, o kadar.
kızdım, kızdım, kızdım.
ama hep kendime kızdım.
küfrettim.
banyo yaptım.
küfrettim.
sakinleşeyim dedim. çay içeyim.
üzerime döktüm, yine küfrettim.
ben hep küfrederim.
sonra kalktım geldim.
gidemedim de; içimde bi sıkıntı var bi şey olacakmış gibi hissediyorum dedim.
oldu, ilk kez birinin bayıldığına şahit oldum.
nasıl korktum, nasıl şaşırdım.
sonrasını düşünemiyorum bile zaten.
ben kaçmayı planlarken....
aslı yine kızacak bana her boku yazıyorum diye, biliyorum, kötü, tamam.
ama ben de böyle atıyorum içimden.
defterlerim annemin kontrolünde, burayı henüz keşfedemediler, şükür.
iyi hissetmiyorum, aklımdan çıkmıyor bana söyledikleri.
yer yer hak veriyorum, o zaman daha da can sıkıcı oluyor, tatsızlaşıyor.
demet akalın sendromuna mı giriyorum tanrım?
aynada gördüğüm bu melankolik yüz benim mi?
ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?
sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
çok sevdiğim kakaolu sütü bile
aramaz mı olacaktım?
ben böyle mi olacaktım?
konu benim güçsüzlüğüm.
kendini üzen de benim.
umrunda da değilim.
ne diyeyim allah belamı vermiş zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder