Antalya için güzel bir gündü bugün. Güneşli, sıcak. Formülümüzü hatırlayalım Güneş in Eftal out. Ya, öyle işte. Ne saçma cümleler oldu bunlar yahu. Bugün Kitap Fuarı'na gittim. Hafta başından beri bekliyordum zaten gitmeyi. Ben gittim Türkan Sultan gelmiş iyi mi. Aslında haberim vardı ama ben var ya çok pis hastayım olm ya. Grip. Hasta olduğuma inanıp hasta psikolojisine girmeyi hiç sevmem ama yanımdaki sümüklü mendil kolonisini açıklayacak başka bir şey yok. En azından mantıklı olarak. Neyse canım. Bu hafta babamın vereceği paraya ek olsun diye para biriktirdim. Tabii harçlığımı kesmesinler diye söylemedim bunu. Gizlice 20 lira biriktirdim. Aslında daha fazla biriktirirdim ama nefsime yenildim işte ne yapayım :( Bugün tam banyodan çıktım babam bana para veriyordu ki ben salak ; baba benim küçük bi sırrım var, ben, şeyyy, para biriktirdim bu hafta dedim. Babam da biliyodum ki zaten fark ettim dedi. Yaaaa, ben de mal gibi kaldım öyle. Kandırıyon len diycektim ki 20 lira biriktirdin hatta dedi. Hönk diye kaldım öyle. Adam biliyor olum. Neyse konumuz bu değil. Aslında bir konumuz da yok öyle. Aklıma geldiği gibi takılıyorum ben. Heh, 3 tane kitap aldım. 4.yü de alacaktım param yetmedi eve dönerken onunla Pringles aldım :Dd:DdD:d:D:D:D:Ddd:Dd.D:D


"Yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan Uzun İhsan Efendi, kapı kırıldığında klasik ama hey yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir. "Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır." Kendini saran dünyayı düşleyen bir haritacının, düşlerinden devşirdiklerini döktüğü Puslu Kıtalar Atlası adlı kitap oğlunun eline geçtiğinde onu kendisinin bile tahmin edemeyeceği maceralara sürükler, oysa yaşayacakları elindeki kitaba çoktan yazılmıştır.
Böyle yazıyor işte arka kapakta. Ben şuan 50. sayfadayım. Kitapta geçen karakterlerden biri bir dövmeye sahip. "ah minelaşk ve minelgaraib" Her şeyde biraz Can var işte. Kitabın üslubu çağımız gençliğine biraz zor, ağır ve sıkıcı gelebilir. Ben de ilk sayfalarda böyle düşünmüştüm ama sonra okumaya kaptırınca kendimi, çok sevdim. Gerçekten güzel bir kitap. Al, oku sevgili okuyucu. Genişle biraz.
İkinci olarak Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü.
Kalınca bir kitap ve işte arka kapağından bir bölüm.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur.Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir. Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller, insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler taşır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan teknikle anlatıyor.
Bu kitabı henüz okumadım ya da inceleyecek kadar da okumadım. Ama dün sevgili edebiyat öğretmenimin elinde gördüm, merak ettim kaptım kitabı. Adam 2. kez okuyormuş, çok beğenmiş, çok sevmiş. Bir kitabı 2.kez okumak büyük iltifat. Aldım ben de. Sen de al.
Ve 3. dostumuz da Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabıııııı.
Yaaaaaa. Uzunca bir süre gerek kodaman kitapçılarda gerekse naçizane sahaflarda aradım ama bulamadım bu yavrucağı. Ve sonunda öylece gezinirken karşıma çıkıverdi bugün. Önce arka kapak sonra birkaç yorumum olacak. Kafiye.
Bizi otuz günlüğüne deneyin; eğer bizden hoşlanmazsanız, eski dininiz sizi seve seve geri kabul edecektir. Jain'ler hariç tabii, onların duyguları çok kolay incinir.
Bu kadar arka kapak. Bunlar aslında Sevgili Dost diye başlayan önsözümsü bir şeyden alıntı. Kitap başlarda çok heyecan verici gibi gözüküyor. Tamamını okumadım sadece 30 sayfa okudum ama umduğumu bulamadım diyebilirim. Aynı şeyi bir de İnci Sözlük : İnsanlığa Lanette yaşamıştım. Ne bekliyordum, ne buldum. Bakalım belki devamında güzelleşir, okunmayacak bir şey de değil ama başlığına göre ağır bir anlatımı var sanki. İnsan daha matrak bir şeyler bekliyor. Pastafaryanizm yaşasın. Yaşasın Pastafaryan Eftal. Mantıklı, akılcı, hoş bir kitap. Ama dedim ya insan daha farklı şeyler bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder