İçimizden geldiğinde müzik dinleriz bence. İçimden her zaman müzik dinlemek geliyor benim. İçimden gelen şarkıları dinlemek istiyorum. Ve şu aralar pek ingilizce şarkı dinleyesim yok ne yazık ki. Hissettiğimi hissettiren şarkılar dinliyorum. Türkçe dinleyerek kolaya kaçıyorum yani. Mabel Matiz ve Can Bonomo dinlemek yetiyor bana şu aralar. 3 haftadır sadece onları dinliyorum hala da bıkmadım. Bokunu çıkarana kadar devam. Mesela bu satırları yazarken Mabel Matiz dinliyorum. İlham veriyor sanki. Yazdıkça yazasım geliyor yahu.
Sorumluluk hissi vicdan azabına dönüyor ya zamanla, berbat bir şey. Test çözmem gerek ama ben test çözecek kıvamda hissetmiyorum kendimi. Tıpkı okula gidecek kıvamda hissetmediğim gibi. Ya da bazı günler derslere girecek kıvamda hissetmediğim gibi. Kıvamım bozuk, hani şöyle kulak memesi gibi olmayanlardanım. Bazı anlar çok yazasım geliyor ama alet edevat bulamıyorum, bazı anlar ise test çözesim geliyor ama muhtemelen gece yarısı falan oluyor. İstisna, bu yazıyı bitirdikten sonra hatta hemen bitirip 2 test çözeceğim. En azından biraz içim rahatlasın. Sonra Cancığımı dinlemeye devam edebilirim. Ve Mabel'i de tabii ki.
....Şimdi daha iyiyim. Yani öyle de denilebilir. 2 değil 4 tane test çözdüm. Ve çok uykum geldi. Canım da çok feci yemek yemek istiyor. Ama midem de çok dolu. So, yemiyorum. Aslında bu şekil günlük ya da sohbet tarzı yazmak istemiyorum. Ne bileyim aforizma ya da felsefi ya da daha edebi değer taşıyan şeylerden yazmak isterdim. Ama çok yalnızım, net. Konuşamadığım için yazıyorum bir de. Tabii ailemden bunu anlamalarını beklemiyorum. Onlara kalsa tek yaptığım şey bir şeyler karalamak. -ki haklılar da yazımın çirkinliğine bakılırsa- Aşık mıyım neyim kafası. Keşke aşık olsam da güzel şeyler yazsam yeniden. Bir dönem güzel şeyler yazıyordum doğrusu ama geçmişte kaldı. Mazi Niyazi. Aaaa bak dün akşam gelmişti aklıma, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlardaki Olric gibi bir karakter mi bulsam onunla mı konuşsam hesabı. Mehmet Efeoğlu'nun Mervin'i gibi bir şey. Tabii bu henüz tasarı aşamasında. Ben böyle yalnız takıldıkça bakalım aklıma ne gibi cin fikirler gelecek. Hepimizin hakkında hayırlısı. Eyvallah!
Not: Bunlar 6 şubatı 7 şubata bağlayan gece, saman sarısı sayfalara elle ve de tükenmez kalemle yazılmıştır. Full.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder