30 Kasım 2012 Cuma
Bir Liseli Dramı
Liseli olmak öyle pek de ilkokulda hayal edildiği gibi değilmiş. 2 yıldır profesyonel liseliyim ve bunu yeni anladım. 8. sınıftayken hep hayal ederdim, lisede şöyle bir ortamım olacak, ben böyle olacağım, derslerim çok iyi olacak ama inek de olmayacağım falan filan. Ama ilk hezimetimi ilk sınavlarda yaşadım. Güle oynaya girdiğim sınavda kalem kıpırdatamayınca anladım lisesinin öyle hayal ettiğim gibi bir yer olmadığını. Zaten ben de hayal ettiğim ben değildim. Hiçbir zaman saçları mükemmel görünen, havalı, ne bileyim olgun bir kız olamadım. Hem ben saçımı açık bırakamıyorum bile neyini hayal ettiysem. Belki annemin okula açık saçla gidilmez diyerek 1. sınıftan beri üzerimde baskı uygulamasının da etkisi olabilir tabii ama saçım açıkken ben ben değilmişim gibi hissediyorum yahu. Böyle bir anda bir olgunluk geliyor çöküyor üstüme. Gülmüyorum, eğlenmiyorum neden çünkü saçlarım toplu değil, neden çünkü ben bir manyağım. Ama bu sadece okul için geçerli. Neden çünkü ben okulda bir mazoşistim, saçlarını açık bırakamayan bir psikopatım ben. Ama saçımı bir toplayayım ayy sanki dünyalar benim oluyor, ergenlik döneminde o hep arayışında bulunduğumuz kimliğime kavuşuyorum, kendime geliyorum karnımdaki tenyalar bile halay çekmeye başlıyor. Bu yıl bile saçımı kestirirken hiç toplamayacağımı düşünmüştüm. Heyhat işte. Bir de ben o "lan bugün ne giysem okulda acaba" diyen kızlardan da olmadım pek. Akşamdan elime ne geçerse, neyim temizse giyip çıkıyorum evden. Her ne kadar beni olduğumdan mal ve şişman gösterse de en çok erkek kazaklarını giymeyi seviyorum. Ah onlar nasıl rahat nasııl. Hem istediğin kadar yiyebiliyorsun göbeğinin çıkma derdi yok. Yani göbeğin çıkıyor da kazağın bol olduğu için belli olmuyor, ne güzel. Tabii ben saçlarım toplu, üzerimde erkek kazağı, altımda pantolon okulda gezinirken oğlan çocuğu gibi görünüyorum o ayrı. Ama napıyım, maksat rahatlık. Hayır yani kime kendimi beğendireceğim ki, okulda bakacak bir tane bile çocuk yok. Öyle boş boş geziniyorum teneffüslerde. Bir de öyle bir okulda okuyorum ki, herkes herkes hakkında her şeyi biliyor. Spy School halt etmiş bizim lisenin yanında. İnsanlar gelmeden hakkındaki bilgiler geliyor okula. O ona, o ona derken herkes her şeyi öğreniyor haliyle. Böyle bir okulda istesen de sır tutamıyorsun. Tamam canım eğitimi güzel ona bir şey dediğimiz yok ama ortamı o kadar kötü ki, bazen okul değiştirmeyi hayal ediyorum itiraf etmek gerekirse. Tabii sadece itiraf ediyorum her ne kadar garip bir okul olsak da seviyorum okulumu yani öylece bırakıp gitmeyi götüm yemiyor. 1200 kişilik bir okulda tanımadığım tek tük kişi çıksa bile hemen onlar hakkında bilgi edinebiliyorum zaten. Aslında o kadar da kötü bir yer değil canım, kötüler olduğu gibi iyiler de var ama tabii biraz azınlıkta. En azından arkadaşlarımdan memnunum beni her türlü mallığımla sevebilen insanlar çünkü onlar. Belki ilkokul hayallerimdeki gibi bir ortamım ya da bir lise hayatım yok ama en azından sahip olabileceğimin en iyisine sahibim sanırım. Tabii her 9. sınıf öğrencisi gibi ben de geçtim o kafama göre arkadaş arama evresinden. Evet, birçok hata yaptım, bana uymayan davranışlarda bulundum, kendimle çeliştim birçok kez. Ama sanırım sonunda doğru insanları buldum ya da onlar beni buldu bilmiyorum. Kim ne derse desin insan en büyük acıları lise döneminde çekiyor ve en iyi dostlarını da bu dönemde kazanıyor. Çoğunlukla belli etmesem de arkadaşım dediğim herkesi seviyorum. Ve tabii bir de düşmanlar var. Kimseye açıkça düşmanlık ilan etmedim ya da kimse bana etmedi ya da ben öyle sanıyorum yine bilmiyorum. Ama asla olmaz dediğim veya sevmiyorum dediğim, uzak durmalıyım dediğim kişiler var tabii ki. Mümkün oldukça uzak durmaya çalışıyorum ama bir şekilde o göt kadar okulda bir araya geliyoruz tabii. Olabildiğince az sinirsel harapla atlatmaya çalışıyorum o anları. Arkadaşım değilsen düşmanımsındır benim. Bu fazla kesin oldu, düzeltiyorum arkadaşım değilsen veya tanışmadığımsan düşmanımsındır. Bu biraz daha mantıklı evet. Ne yazık ki böyle kesin kurallar var okulumuzda. Ben de isterdim tabii ki herkes beni sevsin, arkadaşım olsun ama benim herkesi sevmediğim gibi beni sevmeyenler de var. Hayır yani lokum gibi kızım neyimi sevmiyorlarsa, beni sevmeyen insanları anlamıyorum ısfghjsfdg. Megalomanlık yapmadan bitiremeyeceğim sanırım bu yazımı, neyse ben en iyisi fazla uzatmadan kaçayım. Liseli olmak zor.
Way aynı bensin ben de saçımı açamıyorum. Hep diyordum ki lisedeyken ben de saçlarımı açacağım falan diyordum. Ama liseye geçince öyle olmuyor. Açamadım saçımı ben ben değilim senin dediğin gibi. 12.sınıfa geçtiğimde bile açabileceğimi sanmıyorum. Kendime güvenim o kadar az ki. Yani okulda rahat değilim ben gibi davranmıyorum çok çekingen davranıyorum. Neden böyle bilmiyorum. Bunu nasıl aşabilirim onu da bilmiyorum. Sadece senden farkım özgüvensiz olmam ve bizim liseye serbest kıyafetlerle gidilmiyor��
YanıtlaSilBu saç açmama durumunuzu çözebildiniz mi bende ne yapacağım bilmiyorum
YanıtlaSil